Ben keçiboynuzu yemesini çok severim bu bigilerden haberim yoktu.


"KECIBOYNUZUNUN Yunanca adı keration. Ingilizce de carob, Arapca da ise kirrat. Keciboynuzu tohumu yuzyıllar boyunca elmas ölçmek icin kullanılmış. Elmaslar keciboynuzu tohumu ile tartılarak satılmış. Bu yüzden keçiboynuzu kirat ya da karat denilen ölçüye adını vermis. PROFESOR Dr. Aydın Akkaya söyle yazıyor: "Keciboynuzu cekirdegi dogada agırlıgı degismeyen tek tohumdur... Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keciboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem cok kurudugu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit agırlıgını aldıgı icin hem de icine su alması olasılıgının cok az ve cok uzun zamana baglı oldugu icindir. Bu nedenle Araplar, Selcuklular ve Osmanlı doneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıstır... dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem degismekle birlikte 3 gr. agırlığı temsil etmektedir... Satıcı iki dirhemlik bir sey satarken (8 cekirdek) lütfedip 1 cekirdek fazla tartarsa bu, malı alan kisinin itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kisilere de "Iki dirhem bir cekirdek" denmesi bundan kaynaklanmaktadır."

Keyif günü yaptık











Bugün şirkette keyif günü yaptık. Yedik içtik ohhhhhhhhhhhh canımıza değsin. Rejim nedir, kilo neymiş bilmiyoruz (biliyoruzda, bilmiyoruz) mısır ekmeği, kısır, tramisu pasta, boğaça (Burçin nin poğaçalar dev gibiydi laf aramızda) çaylar, güzel masa hazırladık keyfimize baktık




- Ateşe su dökülürse cin çarpar, yiyeceklerin ağzı kapatılmadığında gece onlardan cinlerin yediği anlayışı,

- Kuran ve sünnet ile örtüşmediği halde dövme yaptırmak, erkeklerin küpe takması, burçların insan karakterine etkili olduğu inancı,

- Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak. Bir yatırın mezar taşına mum yakıp, dilek tutmak,

- Sünnet olan çocuğun acısının azalacağına inanılarak sünnet olma anında annesi ve diğer hanımlar tarafından oklava çevirmek,

- Yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağını keserek cami avlusuna bırakmak,

- Konuşmayan çocukların konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak,

- Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek,

- Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak,

- Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek,

- Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak,

- Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak,

- Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak,

- Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak,

- Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge,

soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak,

- Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak,

- Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak,

- Nikah esnasında gelin ve damadın birbirlerinin ayağına bakması halinde, önce basanın sözünün geçeceğine inanmak,

- Gelin ve damadın üzerine para, üzüm, şeker ve leblebi gibi şeyler atıp, kapıda küp kırmak,

- Evlenmeyen genç kızların kısmetinin açılması için müezzine minareden para attırmak, mendil veya eşarp sallatmak,

- Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insanların ve araçların önünden tavşanın geçmesinin uğursuzluk sayılması, karganın ötüşünün o bölgeye gelecek belanın işareti olarak kabul edilmesi,

- İki bayram arasında nikah yapmak, duaların kabulü için mübarek gecelerde ziyaretgahlarda mum yakmak, gece vakti tırnak kesmek, cuma ve arefe günlerinde çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, temizlik yapmak, akşam sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak gibi şeylerin uğursuzluk getireceğine inanmak,

- Elden ele sabun, makas, bıçak, iğne ve soğan vermenin uğursuzluğuna inanmak,

- Sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayak altı kaşındığında da yola çıkılacağına inanmak,

- Cam ve porselen gibi eşyanın aniden düşüp kırılmasını, bir belanın defedileceğine işaret saymak,

- Merdiven altından geçmeyi uğursuzluk saymak,

- Cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmak,

- Cenazenin alkışlanma uğurlanması, cenazenin arkasından slogan atmak ve çiçek serpmek,

cenaze için üçüncü gününde helva ve yemek dağıtmak, kefen arasına dua, ayet ve vasiyetname koymak, ölen kimse için arefe günü kurban kesmek,

- Hastanın başı üzerinde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek,

- Dileğin kabulü için ağaçlara bez-çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, türbe ziyaretlerinden şifa beklemek,

- Hıdrellez günü sahile gidilerek kuma veya toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilerek böylece çizilen resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanmak,

- Camiye girerken cami duvarını öpmek,

- Tekke ve türbelerde kurban kesmek, türbe ve tekkelerden şifa beklemek, mum yakmak, el yüz sürmek,

- Misafirin, askere gidenin veya yola çıkanın arkasından su dökmek,

- Kahve falına bakmak, falcılara, büyücülere gitmek,

- Ay ve güneş tutulmasında silah atmak, teneke çalmak.









































































































































maymun&arkadaşları

pratik bilgiler




Sıradan şeyleri, amaçları dışında da kullanarak hem mükemmel sonuçlar alabilir hem de ekonomi yapabilirsiniz. Ekonomi kriz, özellikle ev ekonomimizi derinden etkilemeye devam ederken, biz paramızı ve zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını araştır olduk. Evimizdeki hemen hemen herşeyi birden çok defa kullanabilmek için neyin nerede kullanılacağını bilmeniz gerekiyor. Bİrçok şey amaçları dışında pratik olarak kullanılabiliyor.

İşte size bunun gibi bazı küçük ama önemli ipuçları

ASPİRİN: Biten araba akünüzü aspirin ile tekrar canlandırabilirsiniz. Eğer etrafta, arabanızı çalıştırmak için size yardım edebilecek kimse yoksa akünüzün içerisine 2 tablet aspirin atarak arabanızın tekrar çalışmasını sağlayabilirsiniz. Asetilsalisilik asit, akünün içerisindeki sülfürik asit ile birleşerek son bir şarj üretip arabanızın çalışmasına yardımcı olacaktır.


KARBONAT: Tıkanmış mutfak giderini temizlemek için tesisatçıyı aramanıza gerek yok. 200 gr. Karbonatı tıkanmış deliğe dökün ardında da 200 ml. sıcak sirke ekleyin. Birkaç dakika bekledikten sonra 1 litre kaynar suyu dökün. Tesisatçıya gerek duymadan tıkanmış giderlerinizi en ucuz yoldan açmış olacaksınız.
MISIR UNU: Düğümlenmiş ayakkabı bapları ya da ipler, inatçı bir şekilde çözülemezler. Düğümün üzerine bir parça mısır unu serpiştirin. Böylece düğümü çözmek daha kolay olacak ve size zaman kazandıracak.

BEBEK BEZLERİ: Bitkilerinizin daha uzun süre su tutmasını mı istiyorsunuz? Bitkilerinizi dikmeden önce, saksınızın dibine, emici tarafı yukarıya gelecek şekilde bir bebek bezi yerleştirin. Bebek bezi suyu içine çekecek ve bitkinizin suyu çabucak emerek kurumasını engelleyecektir.

SAÇ KREMİ: Ayakkabılarınızı kötü havaların etkisinden koruyabilir. Kış boyunca, ayakkabılarınıza bir miktar saç kremi sürerek tuz ve kimyasalları ayakkabınızdan uzak tutarak onları koruma altına alabilirsiniz.

BUZ KABI: Yarım kalmış, bitiremediğiniz şaraplarınızı nasıl değerlendirebileceğinizle ilgili bir ipucu. Kalan şaraplarınızı buz kabına koyup dondurun. Aylar sonra bile hala içilebilir olacaklardır. Ayrıca makarnalarınızın sosu için de daha sonraları kullanabilirsiniz.

KAVANOZLAR: Eldivenlerinizi, boş bir kavanozun altına koyarak kurutabilirsiniz. Kavanozu, bir radyatörün üzerine ters çevirip koyarak çok çabuk bir şekilde kurutabilirsiniz.

KETÇAP: Gümüş takılarınızı, ketçap dolu bir kasenin içinde 5 dakika bekletin. Daha sonra takıların işlemeli kısımlarının da parlaması için eski bir diş fırçasıyla hafifçe fırçalayın. Durulayıp kurumaya bırakın.

LİMON: Bir manikürcüye gerek duymadan da, evinizde bir limon yardımıyla tırnaklarınıza bakım yapabilirsiniz. 200 ml ılık suya yarım limon suyu ekleyin ve tırnaklarınızı 5 dakika boyunca içerisinde bekletin. Tırnaklarınızın üst kısmındaki ölü deriyi yukarı doğru ittikten sonra, tırnaklarınızı limon kabuğuyla ovun.

MAYONEZ: Bir parça mayonezle saçınıza ve saç derinize, sanki saç kremi kullanıyormuşsunuz gibi masaj yapın. Daha sonra saçlarınızı duş bonesiyle kapatıp birkaç dakika bekleyin ve şampuan yardımıyla yıkayın. Sonuç olarak saçlarınız mükemmel bir parlaklığa kavuşacak.

TIRNAK CİLASI: Gömlek düğmelerinin içindeki ipliklerin üzerine bir damla renksiz tırnak cilası damlatarak, gömleklerinizin üzerinizde daha düzgün bir şekilde durmasını sağlayabilirsiniz. Bu yolla ipliklerin aşınarak yıpranmasını ve üzerinizde şekilsiz durmasına engel olur.

ZEYTİNYAĞI: Kendi mobilya cilanızı kendiniz yapın! Üstelik ticari ürünlere göre çok daha iyi sonuçlar verecektir. Beyaz sirke ya da limonla karıştırdığınız zeytinyağını, sprey başlığı olan bir kutunun içerisine boşaltın. İyice çalkaladıktan sonra mobilyalarınızın üzerine sıkın. 2 dakika beklettikten sonra temiz bir bez ya da kağıt havluyla temizleyin.

TUZ: Bir parça tuz ve su yardımıyla mobilyalarınızın üzerindeki su lekelerini kolaylıkla çıkartabilirsiniz. Bir tatlı kaşığı tuzu, birkaç damla suyla karıştırarak elde edeceğiniz bir karışımı lekeli yüzeye uygulayın. Leke çıkıncaya kadar yumuşak bir şekilde ovalayın

KÜLOTLU ÇORAP: Eksi ya da yırtık külotlu çoraplarınızla, parlak ve sanki yeni cilanmış görüntüsü veren ayakkabılar elde edin. Yapmanız gereken sadece eski çorabınızla ayakkabınızın üstünü ovalamak. Bu denemiş olduğunuz diğer yöntemlerden daha çok işe yarıyor.
ŞEMSİYE: Eski bir şemsiyenizi, fidelerinizi kışın soğuğundan ve etkilerinden korumak için feda edin. Tutma kısmını kestiğiniz şemsiyenizi açık bir şekilde fidelerinizin üzerine yerleştirerek onların donmasını engelleyebilirsiniz.


SİRKE: Sirke boğaz ağrınızı geçirebilir. 1 yemek kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı tuzu, bir bardak ılık suyun içerisinde eritip günde birkaç kez gargara yapın.


Cildiniz gözenekli, yağlı ya da siyah noktalı ise temizlerken tonik kullanmanız gerekir. Kozmetik ürünler yerine gül suyu ya da maden suyunu tonik olarak kullanabilirsiniz.


Susam yağının cildi canlandırıcı ve nemlendirici özelliği vardır. %100 doğal susam yağını banyodan sonra vücudunuza masaj yaparak uygulayabilirsiniz.


İki çorba kaşıgı tatlı badem yağı ve 1 tatlı kaşıgı kakao yağını karıştırıp kısık ateşte biraz ısıtın. Karışım ılıkken ellerinizdeki çatlaklara sürebilirsiniz.


Daha uzun ve gür kirpikler için eşit miktarda Hint yağı ve badem yağını bir şişede karıştırın ve 15 gün boyunca yatmadan önce kulak temizleme pamugu ile kirpiklerin kökünden ucuna doğru sürün.


Güneş yanıgı belirtileri kısa vadede kendini göstermese de uzun vadede güneş lekeleri, katarak, ciltte yaşlanma, cilt kanserleri ve kırışıklara neden olabilir.


öyle çok “sevdiğim” var ki... çocukların gözlerini sevdim... içimde huzuru, mutluluğu yaşattığı için...
dinmeyecek sanılan fırtınaları sevdim... yaşamın her döneminde, savaşmam gerektiğini öğrettiği için...
başarısızlıkları sevdim... başarıya giden yolu gösterdikleri için...
geceleri sevdim... tüm günümü nasıl geçirdiğimi değerlendirme olanağı verdiği için...
insanların sorunlarını dinlemeyi sevdim... yaşamın gerçeklerini görüp, daha olgun insan olacağımı bildiğim için...
duyulan eksiklikleri sevdim... her şeye sahip olmanın, insanı ne kadar mutsuz ettiğini bildiğim için...
sabahın erken saatlerinde çalan çalar saatimin sesini sevdim... bana bugün de yaşama olanağı verildiğini gördüğüm için...
buzlu yollarda yürümeyi sevdim... yaşamda da atılan yanlış bir adımın, insana ne denli acı vereceğini anımsattığı için...
uzaklıkları sevdim... özlemlerin duyguları pekiştirdiğini bildiğim için...
yaşamın renklerini sevdim... yaşanılan tüm duyguları tablolara döktüğü için...
bir şeylere inanmanın mutluluğunu sevdim... kendimi iyi duyumsadığımda, yanımda olacak insanların varlığını bildiğim için...
her ne olursa olsun bir şeyin bittiği için üzülmek yerine yaşandığı için sevinmeyi sevdim... üzüntülere liman olursak, mutluluğun başka yerlere demir atacağını bildiğim için...
sevmekten ve sevilmekten korkmayan insanları sevdim...
sevme ve sevilmenin yapaylıktan değil, doğallıktan geldiğini bildikleri için...
arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları sevdim... içten bir sohbetin, tüm ağrılara iyi geldiğini bildiğim için...
ve sevdiklerimin ellerini tutmayı sevdim... avcumun içine bıraktığım yüreğime dokundukları için...

Hayata Dair Bilgiler






























İmkansız diye bir şey yoktur.

Arkanda maziye baktığında yıkık dökük hatıralar

Gönlünün rafında küflenmeye yüz tutmus

Hak hukuk ararken yaralı gönlün

Adaletsizliğin ortasında kaybolmuş ömrün.

Blog Listem